Antep Fıstığı Tarihçesi
Dünya’nın en eski sert kabuklu meyvelerden bir olan Antep Fıstığı’nın kökeni, Batı-Orta Asya ve Suriye’den Afganistan’a kadar olan bölgelerdir. Ancak, gerek besin değerinin yüksek olması, gerekse lezzeti; bu ürünün tarih boyunca, dünyanın birçok ülkesine yayılmasına ve farklı bölgelerde yetiştirilmesine neden olmuştur. Adının geçtiği ilk çağlardan itibaren kral sofralarında dahi kendine yer edinmiş olması, Antep Fıstığı’nın (P. Vera L.) çok eskilerden beri kültür çeşitlerinin bulunduğunu ve meyve değerinin bilindiğini göstermektedir. Konu ile ilgili en eski kaynaklar, Antep Fıstığı’nın ilk olarak Etiler tarafından Güney Anadolu’da kültüre alındığını belirtmektedirler. Bu ürün yazları uzun, sıcak, kurak ve kışları nispeten soğuk olan bölgelerde ekonomik olarak yetişmektedir.Yaz aylarında, meyvenin gelişebilmesi ve olgunlaşması için oldukça fazla ve uzun süre yüksek sıcaklık, kış aylarında ise belli bir süre düşük sıcaklığa ihtiyaç göstermektedir. Toprak olarak, derin kumlu-tınlı bünyede ve kısmen kireç ihtiva eden topraklarda iyi gelişmektedir. Bunun yanında, kök yapısı itibariyle başka hiçbir bitkinin yetişemeyeceği sahalarda yaşamını devam ettirebilmekte, hatta ürün de verebilmektedir. Ancak, dikilen fidanın çabuk gelişmesi, erken meyveye yatması, bol ve düzenli ürün verilmesi için toprak şartlarının istenilen nitelikte olması ve bakım işlerinin iyi yapılması gerekir. Normal şartlar altında ağaçlar, 5 ila 8 yıl arasında meyve vermeye başlarlar, ancak tam randıman 15-20 yıldan önce alınamaz. Fıstık ağaçları bir yıl meyve verdikten sonra ertesi yıl ya daha küçük meyve verirler ya da vermezler. Yaprakları, geniş griye çalar, 3 ila 5 arası damarı vardır ve 2-4 inç civarı bir uzunluğa sahiptir.Meyvelerinin rengi pembemsidir. Dikdörtgen çekirdek 1 veya yarım inç uzunluğunda ve fildişi rengindeki bir ince kabuk tarafından korunur. Çekirdeğin rengi sarı ve yeşilin tonları arasında farklılık gösterir.